The Present Perfect Tense Yakın geçmişte gerçekleşen etkileri veya eylemin kendisinin günümüze ulaştığı durumları anlatmada kullanılır. Bu zamanda yesterday, last night, 3 hours ago gibi past tense zaman ifadeleri yer almaz.
Cümle Yapıları: have / has + V3
Olumlu | Soru | Olumsuz |
---|---|---|
I have watched | Have I watched? | I haven't watched |
You have watched | Have You watched? | You haven't watched |
He has watched | Has He watched? | He hasn't watched |
She has watched | Has She watched? | She hasn't watched |
It has watched | Has It watched? | It hasn't watched |
We have watched | Have We watched? | We haven't watched |
They have watched | Have They watched? | They haven't watched |
Bu zamanın Türkçe'de tam bir karşılığı yoktur. O nedenle öğrenirken sıkıntı yaşanabiliyor ve tam anlaşılmadığı için simple past tense tercih edilebiliyor. Ana dili ingilizce olanlar günlük hayatında simple past tense'i tercih ediyorlar. Ancak Present Perfect Tense'i anlayabilmenin kolay bir yolu var.
Örnek 1:
A: We have an important match tomorrow. Are you able to come ? - Yarın önemli bir maçımız var. Gelebilecek misin?
B: I have broken my leg. - Ayağımı kırdım!
2. cümlede konuşan kişi maça gelemeyeceğini " Ayağının kırık olduğunu " söyleyerek karşısındakine anlatır. Yani dip anlam kuralı geçerlidir
Örnek 2:
A: I am really hungry - Çok açım
B: I have cooked chicken. - Tavuk pişirdim.
A kişisi aç olduğunu söyledikten sonra B kişisi present perfect kullanarak Tavuk pişirdiğini söylüyor. Buradaki dip anlam eğer açsan gel senin için yemek pişirdim açlığını gider demek istemesidir.
Örnek 3:
A: Can I come inside ? - İçeri gelebilir miyim?
B: But be carefull. I have washed the floor. - Ama dikkat et yerleri yıkadım.
Burada ise yerleri yıkadım hala ıslak olabilir bastığın yere dikkat et gibi dip anlamlar verilmek istenmektedir.
Örnek 4:
A: I am going to Italy next week. - Haftaya italyaya gidiyorum
B: I have been to Italy. - Ben italya'da bulundum.
Burada anlatılmak istenen ise. Ben italyada bulundum istersen sana orayla ilgili bilgiler verebilirim. Nerelere gidilir, nerede yenir. Zaten bu tarz konuşmaların devamında konuşanlar bu soruları soracaktır. Present perfect tense kullanan kişi bu konuşmanın bu şekilde ilerlemesini sağlamaktadır.
Örnek 5:
A: Travelling by bus is better than travelling by plane. - Otobüs ile seyahat etmek uçaktan daha iyidir.
B: How do you know that? You have never travelled by plane. - Nereden biliyorsun?. Hiç uçakla seyahat etmedin.
Uçakla seyahat etmenin ne kadar hızlı ve güzel bir yolculuk şekli olduğu hakkında bilgisi yok o nedenle otobüs daha iyi olduğu cümlesinin yanlış olduğunu anlatmaya çalışıyor.
Örnek 6:
A: Are we eating outside today?. - Bu akşam dışarıda yiyor muyuz?
B: The rain hasn't stopped yet. - Yağmur henüz durmadı.
Yağmur hala yağdığından dolayı dışarıya gidip gidemeyecekleri konusundaki kararsızlık anlatılıyor.
Bu örneklerle anlatmak istediğim şey. İnternette present perfect tense için bazı kurallar var. Geçmişte başlayıp şuana etki etmesi, tecrübelerden bahsedilmesi, başarılardan bahsedilmesi gibi. Bu kurallar bir süre sonra kafa karışıklığına neden olabiliyor.
Tek bir kural ile bunları aşıyorsunuz. Dip anlam! Present perfect tense ile kurulu bir cümlede mutlaka anlatılmak istenen bir durum vardır.